Namaz kılarken ellerin kalkması gerekmiyor mu?

Soru Detayı

– Şazz rivayet ile fıkıh konusunda tereddütler. Bir şeyi merak ediyorum. Etrafımda da soruyorum tatmin etmiyor cevaplar. Namazda rükuda elleri kaldırma konusunda bütün ümmetin ittifak ettiği Buhari ve Müslim’de de geçtiği üzere tonlarca hadis var. Hiç ama hiç kimse itiraz etmiyor o halde 1500 yıl önce Ebu Hanife ve İmam Malik zamanında bu hadisler onlara ulaşmadı diye biz yine de neden eskiye uymaya devam ediyoruz biliyoruz ki rükuda elleri kaldırmış Peygamberimiz, bugün bu sabit artık. Biliniyor. Tonlarca hadis var daha niye uymaya devam ediyoruz yanlışa?
– İbn-i Mesud’dan gelen sadece ihram tekbiri aldı şeklinde hadis her ne kadar sahih olsa da ahad haberdir şazz rivayettir onlarca tevatüre ulaşmış hadisler sabitken neden hala Ebu Hanife’nin fetvasına uyuyoruz namazda elleri kaldırma konusunda?
– Yeri gelince hadis usulü anlatılırken hem daha sahih hem sayıca üstün olan tercih olunur ilmi kaidedir deniyor e bu hem sahih hem sayıca kat kat fazla niye uymuyoruz?
– Neden bazı konularda mezhep imamlarının şazz rivayetle verdiği fetvalarını yüzlerce yıldır kullanıyoruz anlayamıyorum neden böyle yapıyoruz aydınlatır mısınız?

Değerli kardeşimiz,

Öncelikle ifade edelim ki, her hak mezhebin görüşü, bir delile veya delillere dayanır.

Bir Müslüman bu görüşlerden birine uyunca, “Benim uyduğum mezhep en güzeli ve en doğrusudur, diğerleri ise güzeldir ve doğrudur.” diyebilir, ama “Sadece benimki doğrudur, diğerleri yanlıştır ve doğru değildir.” diyemez.

Fazla detaya girmeden, özellikle Hanefiler açısından konuyu kısaca özetlemeye çalışalım:

Hanefîlere göre iftitah tekbiri, kunut ve bayram tekbirleri haricinde namazda eller kaldırılmaz.(1)

Malikilere göre eller yalnızca iftitah tekbiri esnasında kaldırılır, bunun dışındaki yerlerde ellerin kaldırılması sünnet değildir.(2)

Şafiî ve Hanbelîlere göre ise rükûa giderken, rükûdan doğrulurken ve bir görüşe göre birinci teşehhütten kıyama kalkışta ellerin kaldırılması sünnettir.(3)

Rükûa Giderken ve Rükûdan Doğrulurken Ellerin Kaldırılması

Hanefîlere göre rükûa giderken ve rükûdan doğrulurken eller kaldırılmaz.(4)

Onların bu konudaki delili Hz. Peygamber (asm) Efendimizin iftitah tekbiri haricinde ellerini kaldırmadığına dair Ebu Hanife’nin Abdullah b. Mesud’a isnatla rivayet ettiği hadistir.(5)

Hanefîlerin zikretmiş olduğu bir başka delil, ellerin sadece yedi yerde kaldırılacağını ve bunların; namaza başlarken alınan tekbir, bayram namazı tekbirleri, vitirdeki kunut ile hacdaki dört tekbir olduğunu ifade eden hadistir.(6)

 Hanefîlerin bir diğer delili ise Cabir b. Semure’nin rivayet ettiği hadiste, ashabından bazılarının namazda ellerini kaldırdığını görünce Hz. Peygamber’in (asm) “Ne oluyor da sizi namaz kılarken güneşte kalmış atların kuyrukları gibi ellerinizi kaldırırken görüyorum. Sakin olun (hareketsiz durun)!”(7) buyurmasıdır.(8)

Hz. Peygamberin (asm) ellerini iftitah esnasında bir kere kaldırıp bir daha kaldırmadığına(9) dair Bera b. Azib’in rivayeti de rükûa giderken ve rükûdan doğrulurken ellerin kaldırılmayacağı hususunda Hanefîlerce delil olarak zikredilmektedir.(10)

Hanefîler, rükûa giderken ve rükûdan doğrulurken ellerin kaldırılacağını ifade eden rivayetleri ise mensuh kabul etmiştir.

Rükûda ellerin kaldırılmasıyla ilgili hadislerin sahabe kaynağı olan Hz. Ali (ra) ve İbn Ömer’in (ra), naklettikleri hadislerin aksine rükûda ellerini kaldırmadıklarına(11) dair rivayetlerin varlığına dikkat çeken Hanefîlere göre bu durum Hz. Ali ve İbn Ömer’in rükûda ellerin kaldırılması uygulamasının neshedilmiş olduğunu bildiklerinin delilidir. Aksi takdirde Resulullah Efendimizin rükûda ellerini kaldırdığını gördükleri halde vefatının ardından ellerini kaldırmayı terk ettiklerini söylememiz gerekir ki bu durum söz konusu uygulamanın neshedilmiş olduğunu bilmelerinden başka bir sebebe bağlanamaz.

O halde Şafiîlerin delil olarak zikretmiş olduğu ve Hz. Peygamber’in (asm) rükûda ellerini kaldırdığını ifade eden bu hadisler sahih oldukları kabul edilse bile nesih ihtimalini kuvvetlendirmektedir. Abdullah b. Mesud’dan aktarılan,

“Resulullah ellerini kaldırdı, biz de kaldırdık; bunu yapmayı terk etti, biz de terk ettik.”(12)

şeklindeki rivayet de Hanefîlerce söz konusu uygulamanın mensûh oluşuna delil olarak zikredilmektedir.(13)

Rükûa giderken ve rükûdan doğrulurken ellerin kaldırılması konusuyla ilgili aynı zamanda İmam Azam Ebu Hanife’nin hadis anlayışını da özetleyen şu olay nakledilmektedir:

Evzai, Mescid-i Haram’da Ebu Hanife ile karşılaşıp şöyle demiştir:

“Irak ehli niçin rükûa giderken ve rükûdan doğrulurken ellerini kaldırmıyor? Zührî’nin bana Salim ve İbn Ömer senediyle rivayet ettiğine göre, Peygamber (asm) rükûa giderken ve rükûdan doğrulurken ellerini kaldırırdı.”

Bunun üzerine Ebu Hanîfe şöyle cevap vermiştir:

“Bana Hammâd>İbrâhim en-Nehaî>Alkame>Abdullah b. Mesud senediyle rivayet etti ki, Peygamber (asm) iftitah tekbiri aldığında ellerini kaldırır, daha sonra ellerini bir daha kaldırmazdı.”

Evzai’nin, “Hayret Ebu Hanife’ye! Ben ona Zühri’nin Salim’den naklettiği hadisi rivayet ediyorum, o bana Hammad’ın İbrahim’den, onun da Alkame’den aldığı hadisi aktarıyor. Oysaki Zühri’nin hadisi, isnadının aliliğinden dolayı tercih edilmelidir.” diye cevap vermesi üzerine Ebû Hanife şöyle demiştir:

“Hammad, Zühri’den daha çok fıkıh bilgisine sahiptir. İbrâhim de Salim’den daha fazla fıkıh bilgisine sahiptir. İbn Ömer zaman bakımından daha önce gelmiş olmasaydı, Alkame’nin de ondan daha fazla fıkıh bildiğini söylerdim. Abdullah’a gelince, onun hadisi, ravilerinin fıkıh bilgisinden dolayı tercih edilmiştir.”(14)

Hanefîlerce benimsenen görüş bu şekilde olup tearuz halindeki iki hadisten birini tercih etme durumu söz konusu olduğunda Hanefilere göre hadisin isnadının âli oluşuna göre değil, ravilerinin fıkıh bilgisine göre tercihte bulunulur.(15)

Sonuç

İslam dininin en önemli ibadetlerinden biri olan namazda mezheplerin uygulamalarından kaynaklı birtakım farklılıklar bulunmaktadır. Bunlardan en dikkat çekici olanı namazda ellerin kaldırılması uygulamasıdır. İftitah tekbirinde yani namaza başlarken ellerin kaldırılması gerektiği hususunda mezhepler arasında herhangi bir ihtilaf bulunmamaktadır.

Bununla birlikte iftitah tekbiri dışında da ellerin kaldırılmasının gerekip gerekmediği konusunda mezhepler farklı görüşlere sahiptir.

Mezhepler arasındaki bu görüş ayrılığı konu ile ilgili farklı rivayetlerden kaynaklanmaktadır.

Hadislerin Sıhhat Durumu

Kütüb-i sitte özelinde bakıldığında, tespit edilebildiği kadarıyla ellerin sadece namaza başlarken kaldırılması gerektiğine delil olan rivayet sayısı dörttür. Bu rivayetler, Abdullah b. Mesud, Berâ b. Azib, Cabir b. Semure ve İbn Abbas’tan nakledilmiştir.

Yapılan bir çalışmaya göre(16), Abdullah b. Mes‘ûd ve Câbir b. Semure rivayetlerinin isnad yönünden sağlam; Bera b. Azib ve İbn Abbas rivayetlerinin ise sağlam olmadığı tespit edilmiştir.

Ellerin hem namaza başlarken ve hem de rükû esnasında kaldırılması gerektiği ile ilgili delil alınan rivayet sayısı beştir. Bu rivayetler, Abdullah b. Ömer, Vâil b. Hucr, Malik b. el-Huveyris, Hz. Ali ve Ebu Humeyd es-Saidî’den nakledilmiştir.

Aynı çalışmaya göre, Hz. Ali’den nakledilen rivayetin isnad açısından sağlam olmadığı, bunun dışındaki dört rivayetinse sağlam olduğu tespit edilmiştir.

Her ne kadar bu konuda Şafiî ve Hanbellerin delil olarak aldıkları isnadı sağlam olan rivayetlerin sayısı fazla olsa da Hanefî ve Malikîlerin de delil olarak aldıkları isnadı sağlam rivayetler bulunmaktadır.

Bundan dolayı şu mezhebin görüşü doğrudur, diğeri hatalıdır gibi bir sonuç isabetli olmayacaktır. Burada mezheplerin rivayetleri tercih sebebi belirleyici olmaktadır.

Nitekim namazda ellerin hem iftitah tekbiri ve hem de rükû esnasında kaldırılması gerektiği ile ilgili İbn Ömer’in rivayeti âlî isnada sahip olmasına ve bundan dolayı tercih edilmiş olmasına rağmen, Ebu Hanife, ravilerinin fıkıh bilgisi dolayısıyla İbn Mesud’un rivayetini delil olarak almıştır. O sadece âlî isnadı değil, ravilerinin fıkıh bilgisini de göz önünde bulundurmuştur.

Dolayısıyla bu ve benzeri konular ile ilgili yapılacak çalışmalarda, tercihlerde, değerlendirmelerde ve uygulamada, öncelikle mezheplerin rivayet tercih sebeplerinin dikkate alınması ve bir mezhebin görüşü ile ilgili olarak haklı-haksız, isabetli-hatalı gibi bir çıkarım yapılmasından ziyade mezheplerin farklı uygulamalarının kendi görüş ve dinamikleri çerçevesinde değerlendirilmesi yerinde olacaktır.

NOT:

Eğer âlim değilseniz, bir mezhebin fetvalarını uyguluyorsanız bu caizdir. Aynı durumda bir başka mezhebi de taklit edebilirisiniz; bu da caizdir.

Eğer âlim ve konunun uzmanı iseniz, Kuran ve hadislerden hüküm çıkarabiliyorsanız, şerî delilleri değerlendirerek ellerin kaldırılmasının sünnet olduğu sonucuna varıyorsanız, elbette bunu uygulamanız sünnet olur.

Kaynaklar:

1) Kâsânî, Bedâi‘u’s-sanâi‘, II, 46-50.
2) Sahnûn, el-Müdevvene, I, 166.
3) İbn Kudâme, el-Muğnî, II, 174; Nevevî, el-Mecmû‘, III, 367-371.
4) Serahsî, el-Mebsût, I, 14;
5) Kâsânî, Bedâi‘u’s-sanâi‘, II, 47. Kâsânî’nin zikrettiği hadise benzer bir hadisi Ahmed b. Hanbel, Ebû Dâvûd ve Tîrmîzî nakletmiştir. Bkz. Ahmed b. Hanbel, Müsned, I, 388; Ebû Dâvûd, “Salât” 119; Tirmîzî, “Salât” 191.
6) Serahsî, el-Mebsût, I, 14. İbn Âbidîn, Serahsî’nin meşhur olarak nitelendirdiği bu hadisin garip olduğunu ve Taberânî’nin İbn Abbas’tan benzer bir hadis naklettiğini ifade etmiştir. bk. İbn Âbidîn, Reddü’l-muhtâr, II, 214.
Hadis için ayrıca bkz. Ebü’l-Kâsım Süleymân b. Ahmed b. Eyyûb et-Taberânî, el-Mu‘cemu’l-kebîr, nşr. Hamdî Abdülmecîd es-Selefî, Mektebetü İbn Teymiyye, Kahire 1984/1405, XI, 385.
7) Ahmed b. Hanbel, Müsned, V, 107; Müslim, “Salât” 119; Ebû Dâvûd, “Salât” 188.
8) Serahsî, el-Mebsût, I, 14; Kâsânî, Bedâi‘u’s-sanâi‘, II, s. 48-49.
9) Ebû Dâvûd, “Salât” 119.
10) Tahâvî, Şerhu me‘âni’l-âsâr, I, 224.
11) Ebû Bekir İbn Ebû Şeybe, el-Musannef, nşr. Muhammed Avvâme, Daru Kurtuba, Beyrut 2006/1427, II, ss. 416-417.
12) Bedrüddîn Mahmûd b. Ahmed el-Aynî, Şerhu Süneni Ebî Dâvûd, nşr. Ebû’l-Münzir Halid b. İbrahim el-Mısrî, Mektebetü’r-Rüşd, Riyad 1999/1420, III, 303-304.
13) Tahâvî, Şerhu me‘âni’l-âsâr, I, 225-226; Serahsî, el-Mebsût, I, 14; Kâsânî, Bedâi‘u’s-sanâi‘, II, 46-50.
14) Serahsî, el-Mebsût, I, 14.
15) Serahsî, el-Mebsût, I, 14; Detaylı bilgi ve açıklama için bk. Prof. Dr. Şevket Topal, Arş. Gör. Zahide Keskin, Uygulama ve Delilleri Açısından Dört Mezhebe Göre Namazda Ellerin Durumu, İslam Hukuku Araştırmaları Dergisi, sy. 28, 2016, s. 391-415.
16) Aydın, Mustafa. “Namazda Ellerin Kaldırılmasına Dair Rivâyetlerin İsnad Açısından Değerlendirilmesi”. Burdur Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi 3/2 (Aralık/December 2022), 1-46.

Selam ve dua ile…
Sorularla İslamiyet

Yorum gönder

You May Have Missed