Hz. Hızır virdi ve duası nedir?

Soru Detayı

لآ إِلٰهَ إِلاَّ اللهُ هُوَ الْباَقِى الدَّيْمُومُ
‎لآ إِلٰهَ إِلاَّ اللهُ وَحْدَهُ لآ شَرِيكَ لَهُ
şeklinde başlayan ve internette Hz. Hızır virdi olarak geçen dua doğru mu?
– Kaynağı nedir?
– Anlamı nedir ve okunmasının faziletleri nelerdir?

Değerli kardeşimiz,

Hz. Hızır aleyhisselamın zikir ve duasını Gümüşhanevi Hazretleri “Mecmuatu’l-Ahzab” isimli eserinde, kaynak belirtmeden nakletmektedir. (bk. Şazeli cildi, s. 476)

Bu dua, Allah’ın varlığını, birliğini ve güzel isimleri zikretmek için okunmalı. Elbette bu duada geçen isimlerin sayısız faydaları vardır. Ancak faydaları duayı okumaya teşvik olmalı ama asla o duaya illet olmamalı. Duayı, zikir ve ibadet niyetiyle okuruz, Allah Teala dilerse dilediği lütuf ve ikramda bulunur.

بِسْمِ اللّٰهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحٖيمِ

لآ إِلٰهَ إِلاَّ اللهُ هُوَ الْحَىُّ الْقَيُّومُ

لآ إِلٰهَ إِلاَّ اللهُ هُوَ الْباَقِى الدَّيْمُومُ

لآ إِلٰهَ إِلاَّ اللهُ وَحْدَهُ لآ شَرِيكَ لَهُ

لآ إِلٰهَ إِلاَّ اللهُ هُوَ الْعَزِيزُ الْجَبَّارُ

لآ إِلٰهَ إِلاَّ اللهُ هُوَ الْحَكِيمُ الْغَفَّارُ

لآ إِلٰهَ إِلاَّ اللهُ هُوَ اْلأَوَّلُ وَاْلآخِرُ

لآ إِلٰهَ إِلاَّ اللهُ هُوَ الظَّاهِرُ وَالبَاطِنُ

لآ إِلٰهَ إِلاَّ اللهُ هُوَ السَّمِيعُ الْبَصِيرُ

لآ إِلٰهَ إِلاَّ اللهُ هُوَ اللَّطِيفُ الْخَبِيرُ

لآ إِلٰهَ إِلاَّ اللهُ هُوَ الْغَفُورُ الشَّكُورُ

لآ إِلٰهَ إِلاَّ اللهُ هُوَ الْخَلاَّقُ الْقَدِيرُ

لآ إِلٰهَ إِلاَّ اللهُ هُوَ الْمُصَوِّرُ الْبَصِيرُ

لآ إِلٰهَ إِلاَّ اللهُ هُوَ الْجَوَادُ الْكَرِيمُ

لآ إِلٰهَ إِلاَّ اللهُ هُوَ الْمُحْيِى الْعَلِيمُ

لآ إِلٰهَ إِلاَّ اللهُ هُوَ الْمُغْنِى الْكَرِيمُ

لآ إِلٰهَ إِلاَّ اللهُ هُوَ الْمُدَبِّرُ الْحَكِيمُ

لآ إِلٰهَ إِلاَّ اللهُ هُوَ الْمُرَبِّى الرَّحِيمُ

لآ إِلٰهَ إِلاَّ اللهُ هُوَ الْعَزِيزُ الْحَكِيمُ

لآ إِلٰهَ إِلاَّ اللهُ هُوَ الْعَلِىُّ الْقَوِىُّ

لآ إِلٰهَ إِلاَّ اللهُ هُوَ الْوَلِىُّ الْغَنِىُّ

لآ إِلٰهَ إِلاَّ اللهُ هُوَ الشَّهِيدُ الرَّقِيبُ

لآ إِلٰهَ إِلاَّ اللهُ هُوَ الْقَرِيبُ الْمُجِيبُ

لآ إِلٰهَ إِلاَّ اللهُ هُوَ الفَتاحُ العلِيمُ

لآ إِلٰهَ إِلاَّ اللهُ هُوَ الْخَلاَّقُ الْحَكيمُ

لآ إِلٰهَ إِلاَّ اللهُ هُوَ الرَّزَّاقُ ذُو الْقُوَّةِ الْمَتِينُ

لآ إِلٰهَ إِلاَّ اللهُ هُوَ اْلأَحَدُ الصَّمَدُ

لآ إِلٰهَ إِلاَّ اللهُ هُوَ الْبَاقِى اْلأَمْجَدُ

لآ إِلٰهَ إِلاَّ اللهُ هوَ الْوَدُودُ الْمَجِيدُ

لآ إِلٰهَ إِلاَّ اللهُ هُوَ الْفَعِالُ لِمَا يُرِيدُ

لآ إِلٰهَ إِلاَّ اللهُ هُوَ الْمَلِكُ الْوَارِثُ

لآ إِلٰهَ إِلاَّ اللهُ هُوَ الْبَاقِى الْباعِثُ

لآ إِلٰهَ إِلاَّ اللهُ هُوَ الْبارِئُ الْمُصَوِّرُ

لآ إِلٰهَ إِلاَّ اللهُ هُوَ اللَّطِيفُ الْمُدَبِّرُ

لآ إِلٰهَ إِلاَّ اللهُ هُوَ السَّيِّدُ الدَّيَّانُ

لآ إِلٰهَ إِلاَّ اللهُُ هُوَ السُّبُّوحُ القُدُّوسُ

لآ إِلٰهَ إِلاَّ اللهُ هُوَ الْعَدْلُ الْحَكَمُ

لآ إِلٰهَ إِلاَّ اللهُ هُوَ الفَرْدُ الصَّمَدُ

لآ إِلٰهَ إِلاَّ اللهُ هُوَ النُّورُ الْهاٰدِى

 

لآ إِلٰهَ إِلاَّ اللهُ هُوَ الْمَعْرُوفُ لِكُلِّ الْعَارِفينَ

لآ إِلٰهَ إِلاَّ اللهُ هُوَ الْمَعبُودُ الْحَقُّ لِكُلِّ الْعَابِدِينَ

لآ إِلٰهَ إِلاَّ اللهُ هُوَ الْمَشْكُورُ لِكُلِّ الشَّاكِرِينَ

لآ إِلٰهَ إِلاَّ اللهُ هُوَ الْمَذْكُورُ لكُلِّ الذَّاكِرِينَ

لآ إِلٰهَ إِلاَّ اللهُ هُوَ الْمَحْمُودُ لِكُلِّ الْحَامِدِينَ

لآ إِلٰهَ إِلاَّ اللهُ هُوَ الْمَوْجُودُ لِكُلِّ الطَّالِبِينَ

لآ إِلٰهَ إِلاَّ اللهُ هُوَ الْمَوْصُوفُ لِكُلِّ الْمُوَحِّدِينَ

لآ إِلٰهَ إِلاَّ اللهُُ هُوَ الْمَحْبُوبُ الْحَقُّ لِكُلِّ الْمُحِبِّينَ

لآ إِلٰهَ إِلاَّ اللهُ هُوَ الْمَرْغُوبُ لِكُلِّ الْمُرِيدِينَ

لآ إِلٰهَ إِلاَّ اللهُُ هُوَ الْمَقْصُودُ لِكُلِّ الْمُنِيبِينَ

لآ إِلٰهَ إِلاَّ اللهُ هُوَ الْمَقصُودُ لِكُلِّ الْجِنَانِ

لآ إِلٰهَ إِلاَّ اللهُ هُوَ الْمُوجِدُ لِكُلِّ اْلأَنَامِ

لآ إِلٰهَ إِلاَّ اللهُ هُوَ الْمَوْجُودُ فِى كُلِّ زَمَانٍ

لآ إِلٰهَ إِلاَّ اللهُُ هُوَ الْمَعْبُودُ فِى كُلِّ مَكَانٍ

لآ إِلٰهَ إِلاَّ اللهُ هُوَ الْمَذْكُورُ بِكُلِّ لِسَانٍ

لآ إِلٰهَ إِلاَّ اللهُ هُوَ الْمَشْكُورُ بِكُلِّ إِحْسَانٍ

لآ إِلٰهَ إِلاَّ اللهُ هُوَ الْمُنْعِمُ بِلاَ إِمْتِنَانٍ

 

لآ إِلٰهَ إِلاَّ اللهُ اِيمَانًا بِاللهِ

لآ إِلٰهَ إِلاَّ اللهُ أَمَاناً مِنَ اللهِ

لآ إِلٰهَ إِلاَّ اللهُ أمَانَةً عِنْدَ اللهِ

لآ إِلٰهَ إِلاَّ اللهُ حَقًّا حَقًّا

لآ إِلٰهَ إِلاَّ اللهُ إِذْعَاناً وَصِدْقًا

لآ إِلٰهَ إِلاَّ اللهُ تَعَبُّداً وَرِقّاً

لآ إِلٰهَ إِلاَّ اللهُ الْمَلِكُ الْحَقُّ الْمُبِينُ مُحَمَّدٌ رَسُولُ اللهِ صَادِقُ الْوَعْدِ اْلاَمِينُ.

Hazret-i Hızır’ın meşhur ve mühim bir virdi, mebde ve esas olarak marifetullahta ve tevhidin mertebelerinde altmış üç mertebeye işaret ediyor. O altmış üç mertebenin her birisi iki cümledir.

Lâ ilahe illâllah vahdaniyeti ispat ettiği gibi, Hüve ile başlayan isimler vücud-u Vâcibi ispat ediyor. Âdeta birinci cümle vahdaniyeti gösterdiği zaman, bir sual-i mukadder hatıra geliyor. “O Vâhid kimdir, nasıl bileceğiz?” diye vaki olan suale, mesela Hüve’r-Rahmânü’r-Rahîm ile cevap veriyor. Yani kâinatı dolduran âsâr-ı şefkat ve merhamet onundur, o Rahmân’ı tanıttırıyor. Ve hakeza, kıyas et.

Said Nursi

Bismillâhirrahmânirrahîm

Allah’ım,

Bütün varlıklarda ve varlıkların zerrelerinde gözlemlenen her bir nimet ve rahmet ve hikmet ve inayetin önünde, her bir hayat ve ölüm ve hayvan ve bitkinin önünde, her bir çiçek ve meyve ve çekirdek ve tohum önünde, her bir san’at ve sıbgat ve nizam ve mizan önünde, her bir tanzim ve tevzin ve temyiz önünde, işte bu şehadeti sana takdim ediyorum: (HAŞİYE)

Şahidiz ki Allah’tan başka ilah yok; odur Hayy ve Kayyûm.

Allah’tan başka ilah yok; odur varlığı sonsuza kadar devam eden Bâkî ve daimî olan Deymûm.

Allah’tan başka ilah yok; birdir o, şeriki yok.

Allah’tan başka ilah yok; odur kudreti her şeye galip olan Aziz ve iradesine hiç kimsenin karşı çıkamadığı Cebbâr.

Allah’tan başka ilah yok; odur her şeyi, yaratılış gayesine hizmet edecek en yararlı şekil ve tarzlarda tam yerli yerinde yaratan Hakîm ve kullarının günahlarını çokça bağışlayan Gaffâr.

Allah’tan başka ilah yok; odur her şeyin aslını ve başlangıcını ezelî ilmiyle tespit eden ve kendisinden önce hiçbir şey olmayan Evvel ve her şeyin sonunu ezelî ilmiyle belirleyen ve bunu gelen varlıkların neslini tohum ve çekirdek gibi hülâsalarla tanzim eden ve her şeyden sonra yalnız kendisi bâkî kalan Âhir.

Allah’tan başka ilah yok; odur her şeyin dış yüzlerini çeşitli cihazlarla ve ince nakışlarla süsleyerek fevkalâde mükemmel ve güzel yaratan ve bütün varlıklarda ilim, irade, kudret, rahmet gibi sıfatlarının ve varlık ve birliğinin işaretleri açıkça görünen Zâhir ve bütün varlıkların içyüzlerini ve bilhassa canlıların içlerini mükemmel bir fabrikanın harika makineleri gibi yaratıp işleten ve bununla da isim ve sıfatlarının her türlü noksandan uzak olduğunu gösteren Bâtın.

Allah’tan başka ilah yok; odur her şeyi, gizli açık bütün sesleri ve yapılan bütün duaları işiten ve varlıklara işitme kàbiliyeti veren Semî ve gizli ve açık her şeyi bütün incelikleriyle gören ve varlıklara da görme kàbiliyeti ve basîreti ihsan eden Basîr.

Allah’tan başka ilah yok; odur varlıkları, nazik ve lâtif güzelliklerle yaratıp onlara ihsanda bulunan ve ilmi bütün varlıkların inceliklerine nüfuz eden Lâtîf ve bütün varlıkların küçük büyük, gizli açık her hâlinden her an haberdâr olan Habîr.

Allah’tan başka ilah yok; odur bütün günahları bağışlayan Gafûr ve bütün varlıkların sonsuz teşekkür ve ibadetlerine bihakkın lâyık olan ve şükredenlere ikram ve ihsanını arttıran Şekûr.

Allah’tan başka ilah yok; odur her şeyi en mükemmel şekilde yaratan ve ihtiyaç duyulan şeyleri de yaratıp onlara yetiştiren ve her şeye gücü yeten Hallâk-ı Kadîr.

Allah’tan başka ilah yok; odur her bir varlığa en münasip şekil ve suretler veren Musavvir ve gizli ve açık her şeyi bütün incelikleriyle gören ve varlıklara da görme kabiliyeti ihsan eden Basîr.

Allah’tan başka ilah yok; odur sayısız rahmet meyvelerini ve nimetlerini bütün canlıların önlerine seren ve iyiliği bol olan Cevvâd-ı Kerîm.

Allah’tan başka ilah yok; odur cansız varlıklara can veren, ölüleri dirilten ve bütün canlılara doğrudan doğruya kudretiyle hayat veren Muhyî ve gizli açık, küçük büyük her şeyi hakkıyla bilen ve ilmi, ezelden ebede her şeyi kuşatan Alîm.

Allah’tan başka ilah yok; odur varlıkların ihtiyaçları ve her varlığın zenginliği kendisinin tükenmez hazinesinden çıkan ve sayısız rahmet meyvelerini ve nimetlerini bütün canlıların önlerine seren ve iyiliği bol olan Muğnî-yi Kerîm.

Allah’tan başka ilah yok; odur bütün varlıkları gayet intizam ve nizam içinde idare eden ve hayatlarını devam ettirebilmeleri için her varlığın her türlü tedbirini alan ve her şeyi hikmetle yaratan, nizam ve intizamla donatan ve faydalı hedeflere yönelten Müdebbir-i Hakîm.

Allah’tan başka ilah yok; odur varlıkları yaratılış gayelerine ulaşıncaya kadar her ihtiyacını karşılayan ve her bir varlığa hususî ihsan ve şefkatte bulunan Mürebbî-yi Rahîm.

Allah’tan başka ilah yok; odur kudreti her şeye galip olan Aziz ve her şeyi hikmetle yaratan, nizam ve intizamla donatan ve faydalı hedeflere yönelten Hakîm.

Allah’tan başka ilah yok; odur her şeyden ve insanın düşünebildiği bütün mertebelerden daha yüce olan Alî ve kuvveti bütün kâinatı kaplamış ve bütün varlıkları zaptederek hükmü altına almış olan Kavî.

Allah’tan başka ilah yok; odur bütün varlıkların ihtiyaçlarını karşılayan ve kendisine imanla bağlananların yegâne dostu ve koruyucusu olan Velî ve hiçbir varlığa ve hiç birşeye muhtaç olmayan ve servet ve zenginliğinin sınırı bulunmayan Ganî.

Allah’tan başka ilah yok; odur ezelden ebede kadar bütün varlıkların tamamını birden görüp gözeten; varlığına, birliğine, elçilerinin ve kitaplarının doğruluğuna bizzat şehadet eden Şehîd ve her şeyi, her an, her hâliyle gözetim altında bulunduran ve kendisine hiçbir gaflet ve uyuklama hâli gelmeyen Rakîb.

Allah’tan başka ilah yok; odur sonsuz yüceliğiyle beraber her şeye her şeyden daha yakın olan Karîb ve bütün dua ve isteklere cevap veren Mücîb.

Allah’tan başka ilah yok; odur her şeyi lâyık olduğu şekil ve suretlerde açan, fetihler ve açılımlar müyesser eden, rahmet ve rızık kapılarını açan ve gizli açık, küçük büyük her şeyi hakkıyla bilen ve ilmi, ezelden ebede her şeyi kuşatan Fettâh-ı Alîm.

Allah’tan başka ilah yok; ldur her şeyi hikmetle yaratan, nizam ve intizamla donatan ve faydalı hedeflere yönelten Hallâk-ı Hakîm.

Allah’tan başka ilah yok;odur kuvvetine hiçbir engel bulunmayan ve bütün varlıkları emrine tam bir itaatle boyun eğdiren Metîn ve bütün varlıkların her türlü rızkını veren mutlak kuvvet sahibi Rezzâk.

Allah’tan başka ilah yok; odur kâinatı ince hesaplarla yaratan, her varlığı yaşadığı şartlara uygun olarak donatıp bütün ihtiyaçlarını adaletle veren ve başkalarının hukukuna tecavüz eden varlıkları cezalandırıp iyilik yapanları da mükâfatlandıran Adl ve yaratacağı varlıklar hakkında küllî hüküm veren ve her şeyi o küllî hükmü gerçekleştirecek şekilde en münasip yerlere sevk eden Hakem.

Allah’tan başka ilah yok; odur kâinatın tamamına ve kâinatta bulunan her bir varlığa bizzat hükmeden ve Kendisinin hiçbir şekilde dengi ve benzeri olmayan Ferd ve kâinattaki her şey kendisine muhtaç olduğu halde, Kendisi hiçbir şeye asla muhtaç olmayan Samed.

Allah’tan başka ilah yok; odur bütün nurlar kendi nurunun zayıf bir gölgesi olan, her bir nur ve nurlu varlıklar kendisinden feyiz alan Nûr ve yalnız Kendisi hidâyete erdiren ve kullarına maddî ve manevî zarar ve menfaatlerini bildirip doğru yolu gösteren Hâdî.

Allah’tan başka ilah yok; odur her ârif tarafından isimleri, sıfatları ve şuûnatı bilinen Mârûf.

Allah’tan başka ilah yok; odur her âbid tarafından kendisine itaat ve ibadet edilen hak Mâbud.

Allah’tan başka ilah yok; odur her şâkir tarafından sayısız nimetlerine karşı kendisine şükredilen Meşkûr.

Allah’tan başka ilah yok; odur her zâkir tarafından zikredilip anılan Mezkûr.

Allah’tan başka ilah yok; odur her hâmid tarafından övgü, minnet ve şükürlerle hamdedilen Mahmûd.

Allah’tan başka ilah yok; odur her tâlibin kendisini istediği her anda yanında hazır olan Mevcud.

Allah’tan başka ilah yok; odur her muvahhidin sözleri kendisinin kudsî varlığını ve sıfatlarını tarif eden Mevsuf.

Allah’tan başka ilah yok; odur her muhibbin sevgilisi olan Mahbûb.

Allah’tan başka ilah yok; odur her mürîdin, rızasına kavuşup kendisini görme iştiyakı, dünya ve ahirette rağbet edilen bütün iştiyaklardan daha hayırlı olan Merğub.

Allah’tan başka ilah yok; odur her münîbin, rızasına kavuşup kendisini görmekten başka daha hayırlı bir gaye bulunmayan Maksudu.

Allah’tan başka ilah yok; odur her kalbin, rızasına kavuşup kendisini görmekten başka daha hayırlı bir gayesi bulunmayan Maksudu.

Allah’tan başka ilah yok; odur her mahlûkun icad eden Mûcidi.

Allah’tan başka ilah yok; odur her zamanda, kendisini isteyenlerin yanında her an hazır olan Mevcud.

Allah’tan başka ilah yok; odur her mekânda, bütün varlıkların kendisine itaat ve ibadet ettiği Mâbud.

Allah’tan başka ilah yok; odur her lisanda zikredenlerin bütün zikirleri yalnız kendisine ait olan ve varlıklardan yükselen sayısız zikirler kendisinin yüce varlığına şehadet eden Mezkûr.

Allah’tan başka ilah yok; odur her ihsan için sayısız nimetlere karşı bütün varlıklar tarafından kendisine şükredilen, her şükredildiğinde nimetleri arttıran Meşkûr.

Allah’tan başka ilah yok; odur minnetsiz nimet veren.

Allah’tan başka ilah yok; Allah’a iman için,

Allah’tan başka ilah yok; Allah’tan eman için,

Allah’tan başka ilah yok; şehadetim Allah katına emanet olarak,

Allah’tan başka ilah yok; hakkan ve hakikaten,

Allah’tan başka ilah yok; iz’an ve sıdk olarak,

Allah’tan başka ilah yok; kulluk ve ibadet olarak.

Allah’tan başka ilah yok; mülkünde dilediği gibi tasarruf eden ve âcizlik ve zayıflık hiçbir surette kendisine yanaşamayan Melik; zâtı, sıfatları, isimleri ve fiilleri hak ve hakikat olan ve kâinattaki bütün varlıkların dayandıkları tek hakikat kendisinin isim ve sıfatlarının tecellileri olan Hak ve her biri birer san’at mûcizesi olan kâinattaki varlıklarda ve peygamberlere gönderdiği kitaplarda varlık ve birliğinin delilleri açıkça görünen Mübîn o. Muhammed Allah’ın peygamberi; vaadine sâdık ve emin olan Sâdıku’l-Va’di’l-Emîn o. (bk. Nursi, 29. Lem’a, 4. Bab)

Selam ve dua ile…
Sorularla İslamiyet

Yorum gönder

You May Have Missed