Dövene elsiz, sövene dilsiz ve gönülsüz mü gerek?
Soru Detayı– Sevgili Yunus Emre’nin “Dövene elsiz gerek, sövene dilsiz gerek, derviş gönülsüz gerek”, sözünü nasıl anlamalıyız ve nasıl uygulamalıyız?
Değerli kardeşimiz,
– Sevgili Yunus Emre’nin “Dövene elsiz gerek, sövene dilsiz gerek, derviş gönülsüz gerek.” sözü tasavvuf hissiyatına dalmış bir sufinin o anda hissettiği bir duygunun ifadesidir. Ve genel olarak da pek güzeldir.
– İslam hukukunda, işlenen suçlara verilen cezaların tatbikinde çekimser ve merhametli davranılmasını(bk. Nisa, 4/2) ve yapılan zulme fazla değil ancak misliyle mukabele edilmesi(bk. Bakara, 2/194) gerektiğini, geçmiş kavimlerden İsrailoğullarına da cana karşılık can; göze göz; buruna burun, kulağa kulak ve dişe karşı diş ile kısası(bk. Maide, 5/45) emretmiştir.
Bakara suresi 194. ayeti hakkında Hasan el-Basri, insanın burun, kulak ve dudağının kesilmemesi, kadın, çocuk ve savaşamayan kimselerin öldürülmemesi hükmünü çıkarmıştır. “İnsanların kulak, burun ve dudaklarını kesmeyiniz. Çocukları, kilise ve havralarda ibadet eden rahipleri öldürmeyiniz.” (İbn Kesîr, Tefsîru’l-Kur’âni’l-Azim: 1/226)
– Bir rivayete göre Peygamber Efendimiz (asm) şöyle buyurmuştur:
“Karşılıklı olarak birbirini söven iki kimsenin söylediği (çirkin) sözün günahı, haddi aşmadıkça, ilk söze başlayan kimsenin üzerinedir.” (Müslim Birr, 68)
– Bununla beraber, “İyilikle kötülük bir olmaz. Sen (kötülüğü) en güzel olan davranışla sav; o zaman bir de göreceksin ki seninle aranızda düşmanlık bulunan kimse kesinlikle sıcak bir dost oluvermiş! Bu sonuca ancak sabırlı olanlar ulaşabilir, yine buna ancak (erdemlerde) büyük pay sahibi olanlar ulaşabilir.” (Fussilet, 41/34-35) mealindeki ayette “Dövene elsiz gerek, sövene dilsiz gerek.” dersi verilmiştir.
Demek ki, haksızlığa karşı hak dava etmek ve hakkını meşru yollarla almak haktır, ancak bu haktan vazgeçmek, hatta gönül de koymamak fazilettir, erdemliktir.
Selam ve dua ile…
Sorularla İslamiyet
Yorum gönder