Kuran-ı Kerim içindeki sureler birbirini tutacak şekilde mi yazılmıştır?
Soru Detayı– Kuran-ı Kerim sureleri mantıksal olarak birbirini tutacak şekilde kitap haline getirilseydi anlam karmaşaları son bulur muydu?
– Kuran-ı Kerim içindeki sureler birbirini tutacak şekilde mi yazılmıştır yani ateizm mensuplarının var dedikleri çelişkiler son bulur muydu?
Değerli kardeşimiz,
Kuran-ı Kerim insanların telif ettiği kitaplar gibi belli konuları takip eden sure ve ayetler takip etmez.
Bizzat Kuran’da Kuran’ın tarifi şöyle yapılmıştır:
“Ehl-i kitap (olan Yahudilerden-Hristiyanlardan) ve müşriklerden hakkı inkâr edenler, kendilerine açık kanıt ve Allah tarafından gönderilen, tertemiz sayfaları okuyan bir elçi gelinceye kadar (hakkı inkârcılıktan) ayrılacak değillerdi. O sayfalarda dosdoğru hükümler (çok değerli kitaplar) yer almaktadır.”(Beyyine, 98/1-3)
Kuran, sadece manası değil, aynı zamanda lafızları itibariyle de Peygamberimizin (asm) kalbine vahyedilmiştir. Kuran’a vahy-i metlûv denilmesi bundandır. Binaenaleyh Kuran sadece mana değil, lafız ile mananın bütünüdür. Kuran, Peygamber Efendimize (asm) toptan gelmemiştir; ayet ayet, sure sure nazil olmuştur.
– Ateist ve benzerlerinin Kuran’a karşı ön yargılı tavırları, şu ayette çok veciz ve harika bir tarzda beyan edilmiştir:
“Eğer sana kağıda yazılı olarak bir kitap indirmiş olsaydık, kendileri de elleriyle onu tutmuş olsalardı, o küfürlerinde inat eder, yine de ‘Bu besbelli bir büyüden başka bir şey değil!’ derlerdi.”(Enam, 6/165)
Bu ayetlerin bir nevi tefsiri mahiyetinde tarifi yapılan Kuran-ı Kerim’in nasıl bir kitap olduğunu Bediüzzaman Hazretlerinden dinleyelim:
Kuran;
– Şu kitab-ı kebir-i kâinatın bir tercüme-i ezeliyesi.
– Ve âyât-i tekviniyeyi okuyan mütenevvi dillerinin tercüman-ı ebedîsi.
– Ve şu âlem-i gayb ve şehadet kitabının müfessiri.
– Ve zeminde ve gökte gizli esma-i İlahiyenin manevî hazinelerinin keşşafı.
– Ve sutur-u hâdisatın altında muzmer hakaikın miftahı.
– Ve âlem-i şehadette âlem-i gaybın lisanı.
– Ve şu âlem-i şehadet perdesi arkasında olan âlem-i gayb cihetinden gelen iltifatat-ı ebediye-i Rahmaniye ve hitabat-ı ezeliye-i Sübhaniyenin hazinesi.
– Ve şu İslâmiyet âlem-i manevîsinin güneşi, temeli, hendesesi.
– Ve avalim-i uhreviyenin mukaddes haritası.
– Ve zat ve sıfat ve esma ve şuun-u İlahiyenin kavl-i şârihi, tefsir-i vâzıhı, bürhan-ı katı’ı, tercüman-ı satı’ı.
– Ve şu âlem-i insaniyetin mürebbisi.
– Ve insaniyet-i kübra olan İslâmiyetin mâ ve ziyası.
– Ve nev’-i beşerin hikmet-i hakikiyesi.
– Ve insaniyeti saadete sevkeden hakikî mürşidi ve hâdîsi.
– Ve insana hem bir kitab-ı şeriat, hem bir kitab-ı dua, hem bir kitab-ı hikmet, hem bir kitab-ı ubudiyet, hem bir kitab-ı emir ve davet, hem bir kitab-ı zikir, hem bir kitab-ı fikir, hem bütün insanın bütün hacat-ı maneviyesine merci’ olacak çok kitabları tazammun eden tek, câmi’ bir Kitab-ı Mukaddes’tir.”(Sözler, s. 366 – 367)
Şunu da belirtelim ki, Kuran’ın sureleri ve ayetleri arasındaki münasebeti inceleyen birçok eser telif edilmiştir. Bu konuda eser yazan veya tefsirlerinde konuya yer veren birkaç âlimin isimlerini –teberrüken– yazmakta fayda olduğunu düşünüyoruz:
Ebu Bekir en-Nisaburi, Fahreddin er-Razi, Ebu Cafer b. Zübeyr, Burhaneddin Bikaî, Şeyh Ebu Hayyan, Suyutî, İzz b. Abdusselam, Veliyyuddin el-Melevi. (bk. Suyutî, Mu’terekü’l-Akran, 1/43-44)
Selam ve dua ile…
Sorularla İslamiyet
Yorum gönder