Allah neden tüm işlerimi bozuyor?

Değerli kardeşimiz,

Her insanda ego savunma mekanizmaları vardır. Bunlar, bireyin benlik bütünlüğünü korumak amacıyla geliştirdiği bilinçdışı stratejilerdir.

Mesela kişi, kendisini başarısız, yetersiz veya hatalı hissetmek yerine bu mekanizmalar aracılığıyla olumsuz duygularını bastırabilir veya çarpıtabilir. Dersten zayıf bir puan alan öğrenci bunu “Zaten çok çalışmamıştım veya hoca anlatmadığı yerden sordu.” vb. gibi gerekçelere bağlar ve kısmen rahatlar.

Bazen kişi, gerçeklik ile yüzleşmek yerine bu mekanizmalar sayesinde gerçekliği çarpıtarak veya inkâr ederek kendisini daha iyi hissedebilir. Bu durum, kısa vadede rahatlama sağlasa da uzun vadede sorunların çözülmesini engelleyebilir.

Bu mekanizmalar, bireyin zihinsel sağlığını koruma işlevi görürken, aşırı ve sürekli kullanımı durumunda psikolojik sorunlara yol açabilir. Ayrıca artık yaptığı hata ve yanlışlarda sorumluluk almadığı için, hep başkasını suçladığı için hayatta başarısızlıklar peşini bırakmaz.

Sizde de ego savunma mekanizmalarının güçlü bir şekilde devrede olduğu anlaşılıyor. Bunu aşmak ve gerçeklerle yüzleşmek için düşünceleriniz içindeki mantık hatalarına ve çelişkilere bakmanız yeterlidir.

Eğer hiçbir şeyde sizin payınız yoksa, yaptığınız güzel şeylerde başınıza gelen olumlu şeylerde “Ben yapmadım, Allah yaptı…” diyebiliyor musunuz?

Muhtemelen demiyorsunuz, çünkü insanoğlu kendisine verilen nimetlerde, sunulan maddi ve manevi ikramlarda Allah’ı görmek istemez, kendisi yaptığına inanır.

Ama sorumluluktan kaçmak için başarısızlıklarında başkasını suçlar. Bu bazen anne-babası, bazen öğretmeni, bazen devlet, bazen de Allah olabiliyor.

Ayrıca Allah’ın “zinakar, günahkar, Allah’a ve peygambere kötü kelimeler kullanan tiplere ise 10 numara hayat verdiği” konusunda araştırma yapsanız, sonucun tam aksi olduğunu göreceksiniz. Muhtemelen çevrenizde gördüğünüz birkaç kişiden yola çıkarak bunu iddia ettiğinizi düşünüyoruz.

Eğer dediğiniz gibi olsaydı, yani onların hayatı dört dörtlük olsaydı en fazla intihar olayı, Batılı ve inançsız toplumlarda olmazdı en fazla depresyon hapı kullanan onlar olmazdı, en mutsuz onlar olmazdı. 

Bu konuda en son rapor şöyledir:

“En fazla depresyon ilacı kullanan ülke genellikle OECD (Ekonomik Kalkınma ve İşbirliği Örgütü) verilerine göre belirlenir. Son yıllarda, İzlanda en fazla antidepresan kullanım oranına sahip ülke olarak öne çıkıyor. İzlanda’da 2020 verilerine göre, 1.000 kişi başına düşen günlük antidepresan doz sayısı yaklaşık 143’ten fazla olarak kaydedildi.”

Bunların dışında hayatta başarı ve başarısızlığı ölçüsüdindarlık değildir. Dünya sizin de belirttiğiniz gibi imtihan dünyasıdır ve Allah da hikmetle iş görüyor. Kim çalışırsa çalıştığı kadar karşılığını görmektedir. Bu ister dindar olsun isterse seküler veya inançsız olsun, değişmez.

İbadetler de dünya hayatında işlerimizin rastgitmesi için yapılmaz. İbadetler, Allah rızası için yapılır ve hiçbir karşılık da beklenilmez. Çünkü ibadetler güzel ahlak, İslami değerlere riayet etmek vb. Allah’ a karşı kulluk vazifemizdir, Allah’ın verdiği nimetlerin şükrünü eda etmek içindir. Allah’a karşı yapılan bir iyilik değil ki karşılığını bekleyelim.

Bu çerçevede genç kardeşimize tavsiyemiz şu olacaktır:

Eğer işleriniz ters gidiyorsa, el attığınız şeylerde hep hüsrana uğruyorsanız, kendinize şu soruyu sorun:

“Acaba ben hangi yanlışı sürekli tekrar ediyorum ki, hep aynı olumsuz sonucu alıyorum?”

Bu soruya vereceğiniz cevap sizin başarınızın da anahtarı olacaktır.

Ayrıca Allah’a olan imanınızı güçlendirdikçe böyle sorular zihninizi meşgul etmeyecek ve kendinizi daha iyi hissedeceksiniz.

Selam ve dua ile…
Sorularla İslamiyet